RSS2.0

amasra

29 Eylül 2007 Cumartesi

3000 yıla yaklaşan tarihi ve Batı Karadeniz'in güzel doğasının bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bu güzelim belde de, Anadolu'da tarihle doğanın güzelliklerinin bir araya geldiği diğer pek çok kent gibi sizlere dinlendirici bir tatil için cazip bir teklif sunuyor sanki. Geçmişinde zengin doğasına bağlı olarak ürettiği orman ürünleri ve denize kıyısı olması nedeniyle ticari açıdan sivrilen kent, bu nedenle pek çok devletin ilgisini çekmiş ve tarih boyunca çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış. Türkiye'nin Karadeniz Bölgesindeki cennet köşelerinden Amasra, doğası ve ticaretin yoğun olarak yapıldığı dönemlerden kalma eserleriyle sizi bekliyor.
Amasra tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Kuş Kayası anıtı, Bedesten, Tavşan Adası, Fatih Camii, İç Kale



Daracık sokaklarıyla bir İtalyan kasabasını anımsatan Amasra'yı adımlıyoruz. Bizans surlarından denize bakıyoruz. Dağ taş yeşil fışkırıyor. Karnınız mı acıktı? Doğru balık restoranınaYaz mevsimi göz kırpmaya başladı ya, artık gazetelerin en çok tatil ilanlarından oluşan sayfalarında zaman geçiriliyor. İnternette "nerede tatil yapabilirim?" sorusuna cevaplar aranıyor. "Aaaa, bak bu otelin her şey dahili 45 milyon ne dersin hayatım?" gibi diyalogların sık sık rastlandığı pazar kahvaltısı sohbetleri tatil ile başlayıp tatil ile bitiyor. Amaç ne? Birkaç gün yoğun iş temposundan, stresten, mümkünse şehir hayatının gürültüsünden, kasvetinden kaçıp kurtulmak; yeşile, maviye doyabilmek... Doyarken cüzdanda da fazla tahribat yapmamak.Sadede gelelim... Bu yazının konusu Amasra. Hani şu, başrollerini Türkan Şoray ve Kadir İnanır'm paylaştığı "Gönderilmemiş Mektuplar" filmiyle tanınırlığını bir nebze olsun artıran 6 bin 300 nüfuslu şirin mi şirin Karadeniz ilçesi.Beş saatlik bir yolculuktan sonra hakim bir tepeden Amasra'yı gördük. Fatih Sultan Mehmet'in Amasra'yı ilk gördüğünde "Cennet burası olmak" dediği rivayet edilir. Bu rivayet ne kadar doğru bilinmez ama Amasra'nın cennetten bir köşe olduğuna şüphe yok.Amasra'nın velinimeti Ankaralılar. Kendilerine 2.5 saat mesafedeki böyle bir doğa harikası, onlar için bulunmaz bir fırsat. Bu yüzden özellikle haftasonları Ankaralılar'ın ikinci adresi oluyor Amasra. Bir Osmanlı Kasabası olarak anılıyor ilçe... Daracık sokaklarında gezdiğinizde ise sanki bir İtalyan kasabasındaymışsınız hissine kapılıyorsunuz. Çekiç şeklinde küçük bir yarımada üzerine kurulu ilçedeki ahşap evler, Amasra Kalesi, Roma zindanı, Bizans kiliseleri görülmeye değer. Amasra'nın en güzel tarafı da bir uçtan bir uca ilçeyi adımlaya adımlaya gezebilmeniz.Şimdi biraz da gelelim yemek mevzuna...Sabah 6:30'da Amasra'ya ayak basınca gözümüz kahvaltı salonu aradı. Bulmakta da çok zorlanmadık. Karadeniz Pide Salonu adıyla Zülkari Bayraktar Usta, 37 yıldır taş fırın önünde ekmek kavgası veriyor. Zülkari Usta, iki oğlu Ayhan ve Aydın'ın da desteğini alınca, ünü Amasra dışına taşmış. Masamıza önce klâsik kahvaltı tabağı geliyor, ardından kendi yaptıkları kızılcık reçeli, kiremitte sucuklu yumurta ve Trabzon Yağlı... Trabzon Yağlı'nın ne olduğunu biz de Amasra'da öğrendik. İnce hamurun içindeki biraz kaşar ve çoğunlukla Zülkari Usta'ya ait özel ev yapımı peynir, taş fırında pişiyor, fırından çıkar çıkmaz da üstüne bir yumurta kırılıyor. Kenarından kenarından üfleye üfleye yiyorsunuz; tadı damağınızda kalıyor. Fiyatlar da çok uygun. Kişi başı 10 YTL'ye Van'dakine rakip olabilecek bir kahvaltı edebiliyorsunuz.ÇUPRANIN BİR PORSİYONU 7 YTLAmasra bir sahil kasabası. Hem de Karadeniz'de. Hâl böyle olunca balık restoranlarına rağbet artıyor. "Mustafa Amca'mn Yeri" ve "Çeşm-i Cihan" balık restoranlarında yer bulmak Fenerbahçe-Galatasaray derbisine bilet bulmak kadar zor. Kapı önünde balık yemek için bekleyen insanları görmek biraz şaşırtıcı. Amasra'da bu vakitler yaz hamsisi pek revaçta. Porsiyonu 7 YTL'ye servis edilen hamsi tavaları ve çuprayı tavsiye etmemek mümkün değil. Yanında da mutlaka zeytinyağlı, sirkeli, limonlu, turşulu, bol semizotlu Amasra salatası...Müzesi ödüllüAmasra'nın dar sokaklarında kaleye doğru yürürken kapı önlerinde annelerinin yaptığı börek ve poğaçaları satan çocuklara rastlıyorsunuz. Çerçiler Çarşısı'ndaki ahşap süs eşyaları dikkat çekici. El emeği göz nuru işlemeler özellikle kadınların ellerinden düşmüyor. Amasra'nın denize nazır bir de müzesi var. 2004 yılında mimar, gazeteci, arkeolog, sanat tarihçisi ve müzecilerden oluşan bir kurul Amasra Müzesi'ni Türkiye'nin en iyi 10 küçük müzesi içinde göstermiş. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'ninbirinci olduğu sıralamada, Amasra sekizinci sırada yer alıyor. Müzede Helen, Roma, Bizans, Ceneviz, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserler sergileniyor. Batı Karadeniz'in tek arkeoloji müzesi olan Amasra Müzesi'nin en önemli eserleri arasında Hadryanus Heykeli var. Heykel, mitolojiye göre Athena'nın bir kurt üzerinde savaştan zaferle dönüşünü temsil ediyor. Ayrıca şifa tanrıçası Askletios'u temsil eden yılan heykeli de müzenin önemli eserlerinden biri kabul ediliyor.

0 yorum: